arrow_back Makaleler

Volatilite Nedir?

Volatilite, bir ürünün fiyatındaki oynaklığı ifade eden, standart sapma ile ölçülen bir terimdir. Bir ürünün fiyatında meydana gelen dalgalanmayı ifade ederken aynı zamanda ilem hacimleriyle de alakalıdır.

Bir ürünün “volatil” olduğunu ifade edebilmemiz için öncelikle pek çok kişinin o ürün üzerinde işlem yapması, yani hacminin yüksek olması gerekir. Bir ürünün volatilitesinde artış olduğunu ifade edebilmemiz için, her zamankinden fazla bir şekilde rağbet gördüğünü söyleyebilmemiz gerekir.

Volatilitenin yüksek olup olmadığını forex piyasalarında ve pay piyasalarında ayrı ayrı değerlendirebiliriz. Ancak bu terim en çok borsada karşımıza çıkar. Bunun sebebi ise fiyatların ve işlem yapma alt limitlerinin Forex’e göre daha düşük olmasıdır. Bir başka deyişle, borsa, Forex piyasalarından daha volatildir diyebiliriz. Ancak Forex piyasalarının bütün dünyadan yatırımcıları buluşturan bir piyasa olmasından dolayı, hacimler genel itibariyle daha yüksek olmasına karşın volatilite daha düşüktür. Amerika borsalarında ise tavan ve taban fiyat uygulaması olmaması sebebiyle volatilite değişikliklerinden yatırımcıların daha fazla etkileneceğini söylememiz mümkündür.

Volatilitenin yüksek olması genellikle dönemsel bir durumdur. İşlem hacimlerinin ortalamasının normal olduğu varsayılır. Bu ortalamaların üzerine çıkılması artış, altına inilmesi ise düşüş olarak değerlendirilir.

O halde volatilite konusunda hangi piyasaya baktığımıza göre değişik anlamlar yüklemek olasıdır.


Borsa’da Volatilite Nedir?

Borsa’da volatilite, günlük bazda yapılan işlemlerle fiyat hareketliliğinin düşük ya da yüksek olduğunu ifade eder. Volatilitenin düşük olması, piyasalarda durgun bir seyir gözlememize sebep olur. Borsa’nın durgun olduğunu ifade ederiz. Bu gibi dönemlerde, hem endeks puanlarında hem de teker teker hisseler bazında fiyat hareketleri düşük seyreder. Borsa’nın genelinde volatilite düşük olduğu bir dönemde, bazı hisselerde volatilite artışı gözlenebilir. Bu gibi zamanlarda bu hareketin hangi yönde olduğuna bakılır.

Örneğin, bir hissede toplu halde alımlar veya toplu halde satışlar olduğu bir dönemde bu hisselerin o gün volatil olduğunu ifade ederiz. Bu hisse, eğer BIST 30 gibi endekse yön veren hisse senetlerinden değilse, yani BIST500 içinden ve BIST100 harici hisseler ise, bu durumda borsanın geneli üzerinde pek etkisi olduğunu söyleyemeyiz.

Bu durumda, borsanın durgun bir seyir izlediğini ancak bazı hisselerin volatil olduğunu ifade edebiliriz.


Borsa’da Volatilite’nin Yüksek Olduğu Dönemlerde Ne Yapmalıyız?

Borsa’da volatilitenin yüksek olduğu dönemler genel itibariyle kazanç veya kayıplar açısından riskli dönemlerdir. Bu süreç bir günün tamamına yayılabileceği gibi, belli saat aralıklarında da gerçekleşebilir.

Volatilite’nin yüksek olduğu dönemlerde eğer satış baskısı yaşanıyorsa, fiyatların da aşağı doğru düşmesi beklenebilir. Bu gibi durumlarda kendimizi hedge etmemiz gerekir. Hedge edebilmek için, alternatif piyasa araçlarından faydalanabiliriz. Daha fazla bilgi için Hedge Nedir yazımıza bakabilirsiniz.

Piyasanın volatil olduğu dönemlerde, bu volatilitenin kaynağını araştırmamız çok büyük önem taşımakta. Piyasa aşağıdaki gibi dönemlerde volatil olur:

1- Olumlu ve Olumsuz Haberler: Piyasa olumlu ve olumsuz haberler alındığında hareketlenir. Bu hareketlenme, piyasanın yukarı veya aşağı doğru ivmeleneceği fikrinden hareketle yatırımcıların rağbet göstermesi sebebiyle oluşur.

Haberler, belli bir şirket için, belli bir sektör için veya ülke geneli için etkili haberler olabilir. Örneğin, Uluslararası bir araştırma kuruluşu, ülkemizdeki bankacılık sektörüyle alakalı olarak olumlu bir rapor hazırlarsa bu rapor sayesinde piyasada hareketlilik gözleyebiliriz.

Bu rapor sonucunda bankacılık endeksinin ve bankaların hisse senetlerinin fiyatlarının artmasını bekleriz. Bankacılık sektöründeki çoğu firmanın BIST30’da yer alması sebebiyle, bir başka deyişle, ülkedeki etkili kuruluşlar olması sebebiyle endeks üzerinde de pozitif bir görünüme sebep olabilir.

Bu durumda olası beklentiler içinde iki ayrı hareket beklenebilir:


a. Sıcak Para Girişi: Sıcak para girişi, bireysel ve kurumsal yatırımcılar ile yabancı yatırımcılardan gerçekleşebilir. Bu durumda endeksin genelinde bir yukarı doğru ivme gözlemleriz. Çok az hisse senedi, belki başka sebeplerin de etkisiyle düşüş gösterirken, bankacılık sektörüyle alakası bulunmayan sektörlerde bile yukarı doğru hareketler gerçekleşebilir.


    b. Mevcut Yatırımların Kaydırılması: Bu tip haberler eğer bir sektör için olumlu bir haber verirken, başka sektörler için karamsar bir tablo çizerse, yatırımcılar karamsar tablo çizilen sektörlerdeki yatırımlarını, iyimser tablo çizilen bir yere kaydırabilirler. Bu durumda piyasalarda bir sektörün pozitif yönde ayrıştığını ancak karamsar tablo çizilen sektörün de negatif olarak ayrıştığını ifade ederiz.


      Olumlu ve olumsuz haberlerin takibi Temel Analiz ilkeleri içinde en önemlilerinden birini oluşturmaktadır. Temel Analizde Haber Analizi’nin Önemi yazımızı daha fazla bilgi için inceleyebilirsiniz.

      2- Beklentiler ve Kaygılar: Beklentiler ve kaygılar bir borsanın ansızın volatilitesinin artmasına sebep olur. Merkez Bankalarının beklentilerin aksine bir şekilde faiz kararı vermesi veya piyasalarla ilgili radikal bir karar içeren genelgelerin yayınlanması gibi durumlarda bir anda volatilitede artış gözlemlenmesine sebep olur.

      Bu gibi durumlarda kararın ne olduğunun da gözlemlenmesi gerekmektedir. Örneğin faiz kararının beklentilerden fazla gerçekleşmesi, yatırımcıların bir anda borsadan çıkarak faize yönelmesine sebep olabilir. Bu gibi bir durumda volatilitenin olumsuz anlamda artmasını bekleriz. Ancak faiz kararları, bankacılık sektörlerinde de tek başına volatilite değişikliklerine sebep olabilmektedir.

      Ancak belirli bir sektörde, yurtdışına satış yapılması için konan bir kotanın kaldırılması ve böyle bir sektörde yer alan bir şirketin de yurtdışına ürün satmak için hazırda beklediğini biliyorsak, bu durum borsanın genelini değil ama o şirket özelinde bir volatilite artışına sebep olur.

      Bu da yine Temel Analiz’in ilgilendiği konulardan biridir ve Temel Analiz’de Şirket Analizi konusundaki makalemizi okuyabilirsiniz.

      3- Yabancı Yatırımcı Etkisi: Yabancı yatırımcılar genellikle ülkedeki para biriminin istikrarı, firmaların durumları veya ekonomik konularda alınacak kararlar sebebiyle piyasaya girebilir veya piyasadan çıkabilirler. Yabancı yatırımcıların giriş ve çıkışları, Türkiye gibi nispeten yerli yatırımcı sayısının düşük veya yerli yatırımcıların işlem hacimlerinin düşük olduğu bölgelerde büyük etkilere sebep olurlar.

      Yabancı yatırımcıların bir anda piyasaya girmelerinin de çıkmalarının da birden fazla sebebi olabilir. Piyasanın aşırı değerlenmiş olduğunu düşünerek, daha düşük değerdeki bölgelere yatırımlarını kaydırabilirler. Veya tam tersi bir durumda piyasanın aşırı değersizleşmiş olmasından dolayı da piyasaya girme kararı alabilirler.

      Aynı zamanda yabancı yatırımcılar, yine olumlu veya olumsuz haberler veya ekonomide atılacak bir adımın olumlu veya olumsuz olacağı kanaatiyle de yeni yatırım getirebilirler veya piyasadan ayrılabilirler. Bunun için de yabancı yatırımcıların hangi işlemleri yaptığıyla alakalı haberlerin takibi bir gelecek projeksiyonu çizmek için etkili olabilir.

      Bunların dışında başka konular da volatilitede artışın görünmesine sebep olabilir. Volatilitenin düşük seyretmesi ise genellikle beklentilerin olmadığı veya olası bir kararın beklendiği zamanlarda gerçekleşebilir. Örneğin bir faiz kararının ne olabileceğini kimse kestiremiyorsa, ya öncesinde piyasadan çıkılarak tetikte beklenir, ya da mevcut pozisyon korunarak karar beklenir ve alınacak karara yönelik uygun bir adım atılır.


      Borsa’da Volatilite’nin Düşük Olduğu Dönemlerde Ne Yapmalıyız?


      Borsa’da volatilitenin düşük seyrettiği dönemlerde genellikle bir pozisyon almak için bekleniyordur veya yüksek volatiliteli bir dönemin ardından gelmiştir. Bu gibi durumlarda az işlemler yapılır. Dolayısıyla piyasanın yatay bir seyirde izlemesi beklenir. Ancak bu durumun nereye kadar süreceği bilinmez.

      Düşük volatilite yaşanan bir dönemde yatırımcılar genellikle piysaya girmekte çekince gösterebilirler. Çünkü bu dönemin ardından gelecek süreçte piyasaların ne yöne doğru hareket edeceği pek kestirilmez.

      Zaten genel olarak bu öngörülemez durumdan dolayı volatilite düşük seyreder. Bu gibi durumlarda volatilitenin düşük olmasının sebebi araştırılmalı ve ona göre bir yatırım kararı verilmelidir. Volatilitenin düşük seyretmesi büyük oranda yatırımcıların alacakları pozisyona karar verme aşamasında olduğunu göstermektedir.


      Forex’te Volatilite Nedir?

      Forex’te volatilite, genel olarak borsadaki volatiliteden düşüktür. Daha fazla yatırımcının olması ve daha büyük miktarlarda işlem yapılması sebebiyle Forex piyasaları manipülasyonlardan daha az etkilenir veya hiç etkilenmez.

      Bir borsa, sadece ait olduğu ülkeyi ilgilendiren veya küresel haberlerden etkilenirken forex, sadece küresel olaylardan daha fazla etkilenir. Ancak Forex’te işlem yapılan döviz çiftlerinin herhangi biri üzerindeki olumlu ve olumsuz haberler ile herhangi bir emtia hakkında çıkan haberler de volatilitenin artmasına sebep olurlar.

      Öyleyse, Forex piyasalarındaki değişken volatiliteyi döviz çiftlerinde veya emtialarda diye ikiye ayırmamız mümkündür.

      Öncesinde, Forex piyasalarını Borsa’dan ayıran dört temel özelliğin, volatilite özelinde farklılaştırdığını söyleyebiliriz.

      Kaldıraç: Bunlardan birincisi kaldıraçtır. Kaldıraçlı bir piyasa olan Forex’te işlem yapmak için Türkiye’de maksimum 10x kaldıraç kullanılmaktadır. Bu da demek oluyor ki, 1000 dolarlık bir işlem açarken 10 bin dolarlık bir pozisyona girebiliyorsunuz. Bu elbette volatilite üzerinde etkili bir faktördür.

      Çift Yönlü İşlemler: Çift yönlü işlemler Forex piyasalarında hem düşüşlerden hem de yükselişlerden kazanmayı mümkün hale getirebiliyor. Girilen pozisyonun tersinde bir piyasa hareketiyle ise kaldıraç etkisiyle beraber zarar da katlanıyor. Ancak çift yönlü işlemlerin mümkün olması, Forex piyasalarını borsalara göre daha volatil yapıyor.

      24 Saat Açık Piyasa: Forex piyasaları dünyanın her yerinde bulunan merkezler üzerinden işlemleri mümkün hale getiriyor. Bu da 5 gün 24 saat açık bir piyasa anlamına geliyor. Borsalar ise günün sadece belli dönemlerinde açıktır. Bu da Forex’i Borsa’dan daha volatil hale getiriyor.

      Tavan Taban Uygulamasının Olmaması: Forex piyasalarında tavan ve taban fiyat uygulaması yoktur. Bu da risklerin de kazançların da ucu açık olmasına sebep oluyor. Aynı zamanda da fiyatın hangi yöne ne kadar gittiğine bakmaksızın hala işlemlere açık olması sebebiyle daha volatil olmasına sebep oluyor.


      Döviz Çiftlerindeki Volatilite Nedir?

      Döviz çiftleri, iki farklı para biriminin birbirine karşı olan değerini gösteren paritelerdir. Örneğin Dolar ile Türk lirası arasındaki döviz işlemlerimizi USDTRY kuru üzerinden yaparız. Türk lirasının değerinin artması veya değersizleşmesi, forexte işlem yapan kişilerin pozisyonunu da etkiler.

      Forex’te majör para birimleri arasındaki takas da mümkündür, egzotik para birimleri arasındaki takas da mümkündür. Hatta iki egzotik para birimi arasındaki takas da mümkündür. Bu sebeple bazı paritelerde aşırı volatil bir seyir izlememiz mümkündür.

      Örneğin egzotik bir para biriminde yaşanan devalüasyon ile o para biriminden kaçışlar veya dibe düştüğü düşünüldüğü için alışlar artabilir. Bu durumda volatilitenin artması gözlemlenebilir.

      Majör para birimlerinde de Merkez Bankası kararları genel olarak volatilitenin artmasına sebep olabilir.


      Emtialardaki Volatilite Nedir?


      Emtialarda yaşanacak volatilite artışları küresel olaylardan daha sık etkilenir. Bunu en sık brent petrol fiyatlarında görüyoruz. Brent Petrol fiyatları, dünyada istikrarsız haberlerden en çok etkilenir. Bunun sebebi ise, istikrarlı bir bölgede çıkarılmasıdır. Görünüşte tezat gibi dursa da, Orta Doğu’da yaşanan olumsuz haberler, o bölgeden elde edilen petroldeki arzın düşmesine veya nakliye masraflarının artmasına sebep olabilir. Bu durumlarda petrol arzını karşılayacağı düşünülen brent petrol fiyatlarının daha volatil olabileceği gözlemleniyor.

      Ancak bu durumun her zaman gerçekleşmediğinin de altını çizmek gerekiyor. Örneğin, Rusya’ya Ukrayna savaşı sonrası uygulanan ambargo, Brent Petrol fiyatlarında artışa sebep oldu. Aynı zamanda İsrail ile Filistin arasındaki gerginliğin başlaması da brent petrol fiyatlarının yükselmesine sebep oldu. Ancak Yemen’in savaşa müdahil olması sebebiyle Kızıldeniz’de artan gerilim, Orta Doğu petrolünün Süveyş Kanalı’nı kullanamamasına sebep oldu. Bundan sonra kimi firmalar Ümit Burnu’nu tercih ederken kimi firmalar Hint Okyanusu’nda beklemeyi tercih etti. Bu durumun yine petrol fiyatlarında yukarı yönlü bir volatilite artışı beklenmesine yol açtı ancak bu artış gerçekleşmedi.

      Yine, buğday fiyatlarındaki volatilite artışı da Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan olumsuz yönde etkilenmiş ve volatilite artışı gözlemlenmişti. Bunun dışında, değerli metallerde, özellikle altın fiyatlarında da FED kararları sonrası alınan kararın niteliğine göre aşağı veya yukarı yönlü olarak volatilite artışı gözlemleniyor.


      Volatilite Nasıl Hesaplanır?

      Volatilitenin hesaplanması için öncelikle belli bir dönemi baz almak gerekiyor. Bir yatırım aracı, örneği ele alınır. Ardından ise fiyatların ortalaması bulunur. Bu tarih aralığında fiyatlar ile ortalama fiyatlar arasındaki fark çıkarılır. Ardından bu tarihlerdeki fiyatlar ile elde edilen sapma oranı bulunmuş olur. Bu sapmanın karesi alındıktan sonra, baz alınan gün sayısına bölünüyor ve bu şekilde standart sapma hesaplanmış oluyor.

      Bu şekilde, dönemsel olarak sapma fiyatlar, ortalamaya ne kadar yakın olursa volatilitenin o kadar düşük olduğu ifade ediliyor.


      Volatilite Artarsa Ne Olur?

      Volatilite artarsa fiyatlardaki hareket oynaklığı, dolayısıyla belirsizlik de artar. Risksiz yatırım isteyen yatırımcılar için yüksek volatilite istenen bir şey değildir. Bunun sebebi, volatilitenin yüksek olduğu dönemler yatırımcılar çok fazla kar elde edebildikleri gibi, çok fazla zararın da önünün açık olması.

      Bir hisse senedi düşünün, 10 gündür sürekli tavan yapıyor. Bu durum her gün bir önceki günün fiyatından yüzde 10 fiyata kapanması anlamına gelir. Yani hisse senedinin fiyatı 10 liraysa 10 işlem günü içinde 25,91 liraya yükselmesi beklenir. Bu da kümülatif olarak yüzde 259,1 artış anlamına gelmektedir.

      Bu süreden sonra hisse senedi elinde bulunan yatırımcıların en büyük sorunu, bu hissenin nereden döneceği sorusudur. Hisse senedi elinde bulunmayan yatırımcılar ise, hissenin daha da yükselip yükselemeyeceğini sorgular.

      Volatilitenin yüksek olması, bu hisse senedi üzerinde bir belirsizlik yaratmıştır. Bu hisse senedinin fiyatı, ertesi gün taban açılış da yapabilir, 10 gün daha tavan da yapabilir. Her an her yerden dönebilir. Döndüğü noktada satım fırsatı bulamayabilirsiniz.

      Bu da volatilitenin neden çok istenen bir durum olmadığını açık bir şekilde belli ediyor. Zira, bu hisse senedini 10 liradan almış olanlar, yüzde 250’nin üzerinde bir getiriyi kabul ederek satabilirler. 20 lira civarından alan yatırımcılar, bu kadar kazandırmış bir hisse senedinden bu kadar az kar elde etmeyi kabul etmeyebilir. Ama buradaki belirsizlik faktörü hem alıcılar hem de satıcılar için yüksek riski de beraberinde getirmiş oluyor.

      Her gün yüzde 10 hareket payı olan (Borsa İstanbul için) bir hisse senedinde, düşüşler tabiatıyla yükselişlerden daha hızlı gerçekleşir. Yani 10 liradan 25 liraya 10 günde gelen hisse senedinin tekrar 10 liraya düşmesi 9 gün sürecektir. Veya 10 gün taban fiyattan kapatması durumunda fiyatı 9,06 lira olacaktır.


      Volatilite Ne ile Kıyaslanır?

      Volatilite kendisiyle veya bağlı olduğu piyasayla olmak üzere iki şekilde kıyaslanabilir.

      Birincisi bir hisse senedi, parite veya döviz cinsindeki fiyat hareketliliğinin, aynı işlem cinsinden daha önceki fiyatıyla kıyaslanması yapılabilir. Yine hisse senedi örneğiyle devam edecek olursak, bir hisse senedinin fiyat hareketliliğinin geçmiş belirli bir dönemdeki hareketlilikle kıyaslaması yapılabilir. Böylece o hisse senedi özelinde volatilitenin yükseldiği yorumunu yapabiliriz.

      Bir diğer kıyaslama ise, bir hisse senedinin volatilitesinin Borsa İstanbul’daki volatilite ile kıyaslanması olabilir. Buna da Beta katsayısı denir. Bir hisse senedinin beta katsayısının 1 olması, piyasa ile eşit oranda volatiliteye sahip olduğu anlamına gelir. Beta’nın 1’in üstüne çıkması daha yüksek volatiliteye, 1’in altına inmesi ise daha düşük bir volatiliteye sahip olduğu anlamına gelmektedir.

      Yine beta katsayısı ile, bir sektördeki iki hisse senedinin birbiri ile mukayesesi veya sektör endeksiyle kıyaslaması da yapılabilir. Böylece yatırım yapmaya karar verdiğiniz piyasa içindeki hisse senetlerini birbiriyle ve sektör özelinde kıyaslayabilirsiniz.

      Yasal Uyarı Notu: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu bilgiler ve görüşler önceden haber vermeksizin değiştirilebilir. İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş. bilgilerin ve ifade edilen görüşlerin doğru, eksiksiz ve güncelleştirilmiş olduğuna dair (açıkça ifade edilmiş veya ima edilmiş) hiçbir beyan ve taahhütte bulunmaz. İçerik kesinlikle mali, hukuki, vergi veya diğer konularda bir tavsiye niteliği taşımadığı gibi, tamamen içeriğe dayalı olarak yatırım yapılmamalı veya karar alınmamalıdır. Herhangi bir yatırım konulu karar almadan önce bir uzmandan görüş alınmalıdır. Sorumluluğun Sınırlandırılması: İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş. herhangi bir sınırlandırma olmaksızın, dolaylı, direkt veya bir fiilin sonucu olarak ortaya çıkan zararlar da dâhil olmak üzere her türlü kayıp ve hasarla ilgili sorumluluk kabul etmez.

      Çekince: Bu rapor tarafımızca doğruluğu ve güvenilirliği kabul edilmiş kaynaklar kullanılarak hazırlanmış olup yatırımcılara kendi oluşturacakları yatırım kararlarında yardımcı olmayı hedeflemekte ve herhangi bir yatırım aracını alma veya satma yönünde yatırımcıların kararlarını etkilemeyi amaçlamamaktadır. Yatırımcıların verecekleri yatırım kararları ile bu raporda bulunan görüş, bilgi ve veriler arasında bir bağlantı kurulamayacağı gibi, söz konusu kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan kurum çalışanları ile Ulukartal Holding A.Ş. ve İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş.'nin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu rapordaki her türlü iç ve dış piyasa tablo ve grafikler, bu konularda resmi hizmet veren yetkili üçüncü kişi kurumlardan elde edilmiş olup, İntegral Yatırım Menkul Değerler A.Ş. tarafından herhangi bir maddi menfaat beklentisi olmaksızın genel anlamda bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu raporda bulunan bilgiler belli bir gelirin sağlanmasına yönelik olarak verilmemektedir.

      Para piyasalarında işlem yapın ya da ücretsiz denemeye hemen başlayın!